Translate

Böcüklü hayat ;) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Böcüklü hayat ;) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Haziran 2014 Pazar

Öğretmenim canım benim...canım benim....

Uyandık sabah uykumuzdan ... Yatakta öpüş kokuş sefadayız ... Yüzünü dönüyor yüzüne yumuluyorum sırtını dönüyor saçlarını kokluyorum .... Müzik kutumuzun müziğini dinliyor küçük seslerle ona eşlik ediyoruz ... 
Öğretmenim canım benim canım benimi söylüyorum ona ... Öğrenmek için meraklı dinliyor dinliyor... Üçüncü söylememde son hecelerine eşlik etmeye başlıyor ... Bir daha bir daha ... Öğreniyor kendisi söylemeye başlıyor yataktan kalkarken ...
Öğleden sonra bir şarkı söylüyor ... Hayatımda duymadığım küçük bir şarkı parçası ... 
Ben ona öğretiyorum o bana öğretiyor ... küçük mini mini dünyasında bana öğreteceği o kadar çok şey var ki benim otuzyedi yıllık ömrümde öğrenmediğim şeyi beş yıllık ömründe öğrenmiş biliyor .... 
Öğretiyor bana ... 
Kalbini açana öğrenecek çok şey var ...
Hergün en önemlisi bunu yeniden yeniden usanmadan öğretiyor ....

Photo via Me, Myself & I ...

2 Ekim 2013 Çarşamba

Şimdi Çocuk Büyümekte Günbegün...

 
 
Yazlıkta bir akşam üstü... Saat yedi yedi buçuk arası... bir güzel esinti çıkmış yine... yazlık insanları ve bir minik sıkılmışlar bütün gün... iki akşama bir, bir yürüyüşe çıkmışlar zeytinlikler arası... güzel yollar keşfetmişler bıdıklarının hiç susmayan hikayelerini dinlerken, ona cevap vermeye çalışırken... bu çabanın arasına pekçok şey pekçok şey sığdırmışlar... pek çok anı, pek çok gülücük pek çok kahkaha anı yaratmışlar... birlikte, hep birlikte.... zeytinlikler arası yolların incecik kumlardan oluştuğuna şaşırmışlar bir akşamüstü... oysa denizden oldukça uzakmışlar... şarkılar söylemişler...tekerlemeler söylemiş, şakalaşmışlar... çubuk kraker kemiren minikleri tekrar tekrar dedikçe gülüşmüşler.... güzel yollar bulmuşlar gizli kalmış, çocuk parkları bulmuşlar yıllardır hiç gitmedikleri... yıkık dökük evler bulmuşlar içlerinde bir sürü hatıra gizli...
 
Hatıra yaratmak....
Çocukluk başka türlü nasıl kurtarılır ki....
Çocukluk başka türlü nasıl kutsanır ki....
Çocukluk hatırası yaratmak yetişkin dünyası için yapılabilecek en önemli şey değil mi...?
Gelecekteki mutsuzluklardan hangi duygu koruyabilir ki insanı çocukluk mutluluğundan daha çok....
Hangi sığınak kol kanat gerebilir ki ona bir çocukluk anısından daha sağlam....
 
İşte bu yüzden ve hep önemsediğim yegane güzellik çocuk yetiştirmekte....
Daha da önemli birşey yok aslında....
Gelecekte güzel hatırlanacak hatıralar bırakmaktan başka ....
 
 
 
Bir çocuk gördüm uzaklarda
Gözleri kederli hatta korkulu
Her şeye rağmen bir an gülümsedi çocuk
Sıcak sade ama biraz kuşkulu...
Bir çocuk sevdim uzaklarda
Sanıyordum ki onun özlemi de buydu
O ise bir bakışta beni örtülerimden
Yalnızca yalnızca duygularıyla soydu
Ben böyle yürek görmedim böyle sevgi
şimdi çocuk büyümekte günbegün
Bütün hüzünleri okşadı birer birer
Gizli bir ümide sarılarak biraz küskün
 
 
 
Bir çocuk gördüm uzaklarda
Biraz çocuk biraz adam biraz hiçti
Ellerinde yaşlı zaman demetleri
Daha önce denenmemiş yeni bir yol seçti
Bir çocuk sevdim uzaklarda
Bir elinde yarın öbür elinde dün
Erken ihtiyarlamaktan sanki biraz üzgün
Dünyanın haline bakıp güldü geçti
Ben böyle yürek görmedim böyle sevgi
şimdi çocuk büyümekte günbegün
Bütün hüzünleri okşadı birer birer
Gizli bir ümide sarılarak biraz küskün
 
 
Via Me, Myself & I...
Şarkı sözü: Sezen AKSU
 
Herkese güzel çocukluk hatıralarının sıcağında güzel bir sonbahar dilerim...
:)
 
 
 

20 Mart 2013 Çarşamba

Muhtaç...

Yaklaşık 22 aylık oluncaya dek -ayrı- kendi odasında uyutmaya çalışma mücadelesinden -biraz da mücbir sebeplerle- vazgeçip, kendi yatağıma yanıma almamdan, 3 yaş 7 aylık oluncaya dek devam eden birlikte yatma maceramız bu yılın Şubat ayı başında sona erdiğinde farkettim bu kavramı...
 
... Muhtaç ...
 
Yenidoğan bir bebek muhtaç değil bizim onu beslememize, sarmalamamıza, korumamıza, altını değiştirmemize
 
Aksine
 
Yenidoğmayan bizler -kelimenin tam anlamıyla- muhtacız onların güzel sarhoş edici kokularına
Minicik pamuk ellerini yanağımıza koymalarına
Gecenin bir vakti uykunun en derininde bizi tekmelemelerine
Kafa göz karın neresi denk gelirse
:)
 
Gecenin ortasında uyanıp düştü mü üstü yine mi açık diye yüz defa kontrol etmeye
Uyanıp enselerinden damlayan balları koklaya koklaya içine çekmeye
Öpmeye bile kıyamamaya
 
Muhtaç olan biziz aslında
 
...
 
 
Via Me, Myself & I
 
Şubat ayından beri daha da çok özlüyorum oğlumu
Gece uykularım daha rahat değil asla
Yatağa yayıla yayıla yatacağım sanırdım yatamıyorum
Hala tek tarafımın üstüne iki büklüm uykular
Minicik bedenini kucaklayıp yatmayı
Odanın onun güzel kokusuna bulanmış halini özlüyorum
ve
Muhtaç muhtaç bir uyduruk bahaneyle kendimi gecenin bir yarısı onun daracık yatağında buluyorum
:)
 
 
 
 

28 Ocak 2013 Pazartesi

Kafamda esen gençlik yelleri...

İki çocukluktan yeni ergenliğe geçmiş kız çocuğu dolaşıyorlar bir alışveriş merkezinde
belli ki onbeşgün tatilinde ikisi de ailelerinden yana pek bir tat bulamamış
bir buluşma ayarlayıp kaçıvermişler bu anlamsız kapalı binaya
kızların hal hareket ve tavırlarındaki çocuksuluk hiç gözümün önünden gidecek gibi değil
bu çocuksuluğu kavramayacak olan binlerce yarım akıllıya neler vaadedebileceği bu halin, içler acısı
bu henüz çocuk olup, bedenleri yeni yeni gençliğe adım atanlar güruhu neden bu çağda aileye düşman kesilir bir muamma
Hepimiz olduk hepimiz geçtik bu yoldan
Ama şimdikilerde sanki bir akıl başa ermeyecekmiş hali var korkutucu



Dön gel bu sefer kendi çocuğunun ergenliğini düşün
Yaşayacağın binbir tane olası didişmeyi ve didişme mevzusunu
Bu çocukları çok yara bere almadan nasıl büyüteceğiz telaşı aldı mı beni bir öğle tatilinde bir alışveriş merkezinde keyif keyif gezmem gerekirken
Cevabı bilmiyorum
Ama bu yandan çok endişem var onu biliyorum
Onlar bizden uzaklaştıkça, artık bizimle vakit geçirmekten birşey anlamadıkları zaman, biz onlara nasıl ve ne şekilde yaklaşıp yanlarında olduğumuzu anlatabileceğiz
Bilmiyorum
Nefesim daralıyor bunları düşündükçe
Ne yalan söyleyeyim
Korkuyorum
...


14 Ocak 2013 Pazartesi

... Huzur ...


Günlerdir çok huzursuzdum... Aklım fikrim üretilebilecek bütün kötü senaryoları üretti... Paranoyak ikinci kimliğim bu senaryoları yeniden yeniden yazdı yönetti roller verdi kendine... oynadı oynadı.... Rüyalarım gecelerimi birbirine kattı, kasıp kavurdu rüzgarları... Olmadık yerlerdeyim günlerdir... Rüzgar dindi... Sular duruldu... Endişeler bitti...Yere bastı ayaklarım yeniden... Kokular beynime yeniden ulaşır sesler kulağıma gelir oldu... Yeniden dokunabilmek, hissedebilmek konuşabilmek anlayabilmek ne güzel....
Huzur... En az çocukluğumdaki kadar huzurluyum yeniden... Çok şükür...
Oğlum iyi
Ben iyi
İyiyiz
Yeniden
...


via Me, Myself & I

13 Ocak 2013 Pazar

Yatakta sünmek...

Benim gibi hafta içi hafta sonu farketmeksizin sabahın köründe ayağa dikilen biriyseniz eğer sabahın seherinde ötüyor kuşlar şarkısı eşliğinde başladığınız günlerde saat sabahın dokuzbuçuğunda bile gün epey bir bitmiş sayılır...
:)

Anne olduktan sonra sanırım en çok özlem duyduğum şeylerden birisi de yatakta uyandıktan sonra biraz zaman öldürmek, sünmek, erinmek, gerinmek...artık namümkün...zira öyle kıpırdak bir böcüğün annesiyim ki oğlum için gözünün açılmasıyla yataktan kalkılması eşanlamlı...bu nadide özelliğini ilkokul ile başlayan eğitim öğretim hayatında ve gelecekte iş hayatında da koruması en büyük dileğimdir...sabah uyanır uyanmaz kalkabilir ve güne başlamaya hazır ve nazır olmak az sayıda insan evladına nasip olan bir huydur nitekim :)



Böcük oğluma bu konuda hayatta başarılar ve herkese uykusunu güzelce alabildiği mutlu bir pazar günü dilerim :)


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...