İçindeki çocuğu hiç kaybetmeyen, hep yanında taşıyan insanlar vardır... olmadık zamanlarda çocukluk hallerine bürünüveren, yüzlerine bakıp da çocukluk halleri birebir tahmin edilen... sevgi yumağı olunan çocukluk zamanlarının o eşsiz sevgisinin bir kısmını hep yanıbaşında tutan...
.... birini çok sevmek onun çocukluk fotoğraflarına baktığında ağlayacak gibi olmaktır... hatta onu sanki çocuğunmuş gibi şevkatle sevmektir... çocukken nelere üzüldüğünü, yaşadığı gelgitleri anlamak, hepsini birlikte sevmektir... bazen şöyle düşünürüm... acaba çocuklarımızda biraz da sevdiğimiz kendi çocukluğumuz mudur ya da bir anneanne, babaanne, büyükbaba torunlarında kendi çocuklarını da mı yeniden yeniden severler... belki biraz evet... kendi çocukluğumuza, kendi çocuklarımıza hasret oluruz çünkü büyüdükçe... herbirimizin içine nakşolunan o eşsiz ve büyük sevgiden hergün biraz daha eksiltiriz çünkü büyüyünce...
.... bu yüzden anne olan biri artık hiçbir çocuğa kızamaz, hatta yetişkinlere bile layıkıyla kızamaz... çünkü bilir ki, anlamıştır ki onlar da birer çocuktular, onlar da birilerinin biricik çocuğudurlar... bu yüzden çocuk ve çocukluk bu kadar değerli... saf ve sonsuz sevginin en belirgin yansıması... çocukluk hep yanımızda taşınası, içimizde hep varolmalı...
Herkese içinde yaşattığı o minicik çocukla sevgi dolu bir hayat dilerim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder