Sürüp gitmek istiyorum arabamı bu diyardan...zaman ve mekan değişimine gerçekten ihtiyaç duyduğum zeytin ağaçları diyarına...toprağın güneşten kavrulup çatladığı, aylak öğleden sonraları zamanın akmadığı o küçük mü küçük köylerine...köy kahvelerinin bahçesinde akan tulumbadan küçük küçük su şırıltılarının duyulduğu minik havuzların tam da kenarına, bir sürahi soğuk suyu doymak bilmezcesine içmeye, cır cır eden ağustos böceklerinin konuştuğu yere, köy yollarındaki taştan iğreti bahçe duvarlarının yanına, duvarların aralarından fışkıran minik arsız otların, çiçeklerin arasına, zeytin bahçelerinin alabildiğine deliliğine, yeşiline....Kaz Dağları'na...İda'ya...
Herkese mutlu günler...
Ben de ben de....
YanıtlaSil