Translate

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Toast UK

Yaklaşık bir yıldır çok severek takip ettiğim bir markayı paylaşmak istedim bugünlük...Toast İngiltere kökenli bir tasarım harikası, giyim ve dekorasyona yönelik ince bir Akdeniz stilini her sezon zevkle vurguluyor...her katalog çalışması çok özenli, web tasarımı tüm duyulara hitap ediyor...sıcak Akdeniz akşamlarındaki esinti adeta saçlarınızda dolaşıyor, denizden gelen tuz kokusunu içinize çekebiliyor ve ağustos böceklerinin arsız cırcırlarıyla mest olabiliyorsunuz...ya da bana öyle geliyor :)) 



Bu fotoğraftaki her ayrıntı beni benden alıyor...ıssız kırlarda güneşten kavrulmuş ot ve çalı çırpı kokuları arasında dolaşmak...



Denize karşı düşüncelerde yitip gitmek....


Elbiselerin kesimindeki sadelik ve renklerin uyumu...basit ve güzel sandaletler...


Tiril tiril bir giyim tarzı...yaz ile iç içe ....



Güneşin yakıcılığında doğayı dinlemek...



Basit, çok basit bir yaşantıya delicesine özlem duymak...


Çayımı, kahvemi elime alıp, espadrillerimin arkasına basıp aylak aylak dolaşmak :)


....ve tabii ki ayakların suya ermesi :)

Herkese bol yaz neşeli günler.... :)








28 Mayıs 2012 Pazartesi

Geçmiş geçmemiş....

Geçmişe özlem hiç bitmiyor babama da yazdığım üzere...bazen bir fotoğraf bazen bir ses bazen de bir koku olanca hızıyla canlı kılıyor kendini şimdide...zaman denilen hileli yolculuk bir saatin, bir takvimin görselliğinde ilerlerken yanı başımızda, bilinçaltı denilen bir diğer harika duyuş bizi nereye hangi ana istersek sürükleyebiliyor...geçmiş Balıkesir Garı'nın kış soğuğunda yüzüme vuran kokusunda, gece yarısı uykuyu bölen trenin güzel sesinde, Teknik Lise'nin bahçesindeki çılgın yeşillikte, yağmur sonrası oradan yürürkenki sarhoş edici güzellikteki kokuda, duvarlarındaki tazecik, yemyeşil, ufak yosunlarda, evimizin asansörünün son kata gelince hoplayarak duruşunda, evimizin kapısını açınca sarıveren o güzel kokusunda...kırık dökük hatıralar, anlar aslında bir bütün olarak yanıbaşımda...hepsi şu anda benimle burada......

 

27 Mayıs 2012 Pazar

Çarpım tablosu....

Basit yaşayacaksın...diyor...örneğin iki kere iki dört edecek...bu kadar basit...ben tersinden bakıyorum biraz sanırım...basitliğin dışında ve herşeyin ötesinde hayat bu kadar matematik doğruları ile yaşanamıyor, iki kere iki dört etmiyor bu hayatta...sevinçler mutluluklar onlu basamaklı sayılar değil, üzüntüler onlardan birer birer eksiltmiyor...huzuru ifade edebilecek hiçbir sayı yok...belki sonsuzluk...belki daha da ötesi...bir çarpım tablosu ile ulaşılsa kaç kere çarpardık umudu mutlulukla...?


Herkese mutlu umutlu günler...

25 Mayıs 2012 Cuma

Yadigar....

Aileyle geçirilen güzel zamanları hiçbir keyifli aktiviteye değişmem...böylesi zamanlarda ruh bütünlüğüne ulaşmanın, sevilene kavuşmanın tüm neşesi, doygunluğu tüm benliğimi kaplıyor...gençlik zamanlarında hor görülüp yitirilen onca zamanı, yaratılan hayalkırıklığını telafi etmek mümkün mü...? Geçen zamandan bana bir tek onlar yadigar: Ailem....


Herkese ailesiyle mutlu günler....  :)

24 Mayıs 2012 Perşembe

Arınmak...

Gündelik hayatın garip karmaşasından, insanların birbiriyla anlamsız rekabetinden, ne istediğini gerçekten bilmeyen insanların hergün bir başka yabansı yüzüyle karşılaşmaktan çoook sıkıldığım günlerde sadece kendi içimde çalan müziği dinlemek ve her defasında eskiye çocukluğuma dönmek istiyorum....bunu da gayet iyi başarıyorum....bana kalan koskoca arınma duygusuyla daha mutluyum böyle zamanlarda...öze dönüşü, huzuru getiren ne varsa bulunmalı ve buna emek harcanmalı....huzuru arayışım, güzele, zarif olana hayranlığım hiç bitmeyecek, bitmesin...hayat böyle güzel....



Herkese özüne döndüğü, mutlu günler.....

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Marine...

Geçen seneden beri çok dikkatimi çeken ve bu yaz da her alanda devam eden "marine" stilini çok seviyorum...dekorasyona, tasarıma ve modaya etkilerini çok zevkli buluyorum...dahası bütün ömrümü bu stilde döşenmiş cici bir sahil evinde geçirmek için can atıyorum.... :)


Mavinin her tonunun beyazla tam bir uyum içinde hayallere sürüklemesini, evin her bir köşesine serpiştirilmiş denizi çağrıştıran tüm objeleri seviyorum...




Esintinin deniz kokusunu getirdiği güzel bir kahvaltı sofrası ile güne başlamak...




Mavi beyaz bir sedirde kitap dergi karıştırmak...


Denize karşı uzun bir ufka bakıp düşüncelerde yitip gitmek istiyorum......
Çok şey mi istiyorum :)
Herkese mutlu günler...

Ürkek bir merhaba...

Merhaba,

Ne kadar zor olacağını tahmin ettiğim için sanırım hep biraz daha erteledim bir blog oluşturmak işini ama e hadi artık gözümü kapatıp dalmalıyım dediğim noktada oturdum bilgisayarın başına ve işte ufak tefek bulaştım artık bu işe...zamanı epeydir gelmişti aslında...iki yıldır büyük bir hevesle, gıpta ile izlediğim blog dünyasına ürkek bir merhaba...öğrenecek, deneyip görecek ne çok şey varmış meğer...  :)



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...