Translate

12 Kasım 2012 Pazartesi

Yazdan kalma bir gün: Ayvalık-Cunda-Patricia-Armutçuk-Keremköy

Yazdan kalma bir gün hikayesi

Sıcak mı sıcak Temmuz günlerinden birinde Güre'den yola çıkılır...Akçay'dan ara yoldan, sağında solunda domates tarlaları ve binbir tane kooperatif yazlık evler olan daracık asfalt yoldan Ören'e varılır...güzeller güzeli Ören... o çevrenin yapısına ait olmayan, sanki Türkiye'de bir yermiş gibi bile olmayan Ören...bağımsız eski mi eski bir yaz yerleşkesi...oradan devam edilir...dooooğru Ayvalık istikametine...zeytin ağaçları denizinde yüzerek Ayvalık girişinin hemen sağ tarafından aşağı inen yoldan Cunda'ya dönüş yapılır...

Cunda'ya henüz gelmeden bir aile geleneği olarak Patricia çağırır bizi....oraya dönüş yapılır...toprak daracık bir yoldan zeytin selinin eşliğinde kıvrıla kıvrıla canım Patricia'ya ulaşılır...


.... pürüzsüz sakin denizi bizi kucaklar...daha araba durmadan koştura koştura kendini denize atmak istersin...istersin de Patricia'da denize boyunca girebilmek için neredeyse bir km yol yürürsün denizin içinde...ayaklarının altında çöldeki rüzgarlarla şekillenen kumların bu kez denizin dibindeki versiyonu kabarcıklı bir kum kütlesi taaaa açıklara kadar yürürsün...su hiç üşütmez insanı...deniz o kadar temiz o kadar dalgasız o kadar pürüzsüzdür ki bu yürüyüşün hiç bitmesin istersin...mis gibi suya bırakıverirsin kendini nihayet...


.... sonra yüze yüze, dala çıka kıyıya dönersin...kıyıda binbir çeşit deniz kabuğu karşılar seni...onları toplarsın...minik yengeçler kaçışır elinin ayağının altından onları yakalamaca oyunu oynarsın...kıyıda o kadar çok oynarsın ki hiç de farketmeden yanarsın...güneşten kıpkırmızı olmuş bir yüzle zeytin ağaçlarının altında serili kilimin üstüne atıverirsin kendini... 


... karıncaların nizami yürüyüşlerini izlersin zeytin ağaçlarının altında...sırtını ağaca dayayıp gün ortası hayallerine dalarsın...ara sıra arıların bol gürültülü voz vozlarından ürkerek saçını sağa sola sallarsın....sonra yine bir aile geleneği sırada bekler...bir tam ekmek içine halka halka doğranıp tereyağında pişirilmiş sucukların doldurulmak suretiyle hazırlandığı lezzeti, yanında ezine peyniri ve koca bir termos çayla tüketirsin...bu lezzetli gelenek hiç şaşmaz bizde...Patricia ile özdeşleşen bu damak tadı hiçbir zaman atlanmaz...aramıza katılan miniğimize yapılan minnak top köfteler de küçük bir kavanoza doldurulmuş şekli ile yeni bir aile geleneğine dönüşür... 


Patricia'dan Cunda'ya dönüş yolculuğu başlar... Sol tarafta denizin ortasındaki manastır yıkıntısı uğurlar bizi...yalnız, sessiz sakin orada öylece bekler kıyısındaki minik kumsaldaki binbir çeşit deniz kabuğuyla beraber...yüzlerce yıldır belki de orada o denizin kıyısında olan deniz kabuklarının ne çok şeye tanıklık ettiğini düşünürken bulursun kendini....


Devam eden yolda incir ağaçları ve mısır tarlaları eşlik ederken sana bir minik mezarlık ve içinde bir minik şapel görünür uzaktan etrafı eski mi eski bir taş duvar ile çevrili...Orada sessizce yatan ölülere sen de sessizce gıpta edersin...


Cunda'nın yıkıntı binaları, kiliseleri gün batımına yakın daha bir güzellleşir...binbir çeşit ışık oyunuyla seni muhakkak kendine aşık eder...



Cunda'nın arnavut kaldırımlı taş sokakları, taştan örme duvarları ardındaki eski evleri, bahçelerin yıkık dökük ahşap kapıları ayrı bir dünyaya çağırıverir sizi... İnsan ömrünü bu daracık sokaklarda tüketmek ister...


Cunda'dan Ayvalığa dönüş yolunda soldan bir yol ayırır sizi Ayvalık'tan...ince ince deniz boyunca kıvrılan minik patika yolun iki tarafındaki Armutçuk bölgesinde belki de görüp görebileceğiniz en güzel en özenli yaz evleri ve siteleri ile karşılaşırsınız...kimbilir ne mutlu günler geçirmiştir bu insanlar burada diye düşünmeden edemeyip burada tatillerini geçiren bebeklere bile imrenirsiniz...öyle ya bu yeşillikte bu doğada bu güzellikte bir başka güzel büyür bebek...Bu güzel patika yol sizi taaaa Keremköy'e kadar götürerek ana yolda Gömeç'in dibine kadar çıkarır ve siz bunca sene bu güzel yolu nasıl olup da keşfetmediğinize hayıflanır durursunuz...

İşte bu da böyle bir "yaz gününe özlem" post'u olarak buradaki yerini alsın :)

*Bu post'da yer alan tüm fotoğraflar via Me, Myself & I...

... Herkese güzel yollar keşfettiği tatiller dilerim ...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...