Translate

29 Kasım 2012 Perşembe

....Sağdan soldan, küçük küçük....

Hızlı geçti bu hafta...koşturma planlama planlama endişelenme çocuğum için ne iyi olur ne olmaz ne yapmalıyımlardan bol bol, doktor kontrolleri, sağ kulak iltihabı kurudu mular vs. vs....
Şimdi biraz durup dinlenmek istiyor ruhum...endişesiz, öylece, bir kendine gelme, gelecek için kendi minik adımlarımı atma, yaşamak için biraz ilham...sağdan soldan, küçük küçük, yeni yıla hazırlık, yeni bir ruh...


Herkese küçük küçük değişimler güzellikler yaşayacağı mutlu bir hafta dilerim...



26 Kasım 2012 Pazartesi

...Başlarken yeni güne...bir umut...

Ne diyordu şarkıda...
Başlarken yeni güne bir umut...bir umut içimizde...yaşamak...
Bu sabah aynı bu şarkıdaki bir duyguyla uyandım yeni güne...önceki günden ve günlerden getirdiğim, sırtımda bir yük gibi taşıdığım tüm naletliğimi uyuduğum uykuda bırakarak uyanıverdim erkenden...
Aslında hiçbirşey değişmiyor yaşadığımız hayatta...hem de hiçbir ayrıntı çoğu zaman...çok nadir farklı birşeyler oluyor hayatlarımızda...o zaman neden bazı haftalar daha mutsuz daha olumsuz daha sabırsız ve daha uyuz geçerken diğer bazı zamanlar haftalar aylar daha güzel daha güneşli ve daha sakin ...?
Herşey bizde başlıyor ve bitiyor hepimiz de biliyoruz bunu ama yaşamak umudunu tüm ömre nasıl yayabilir ki insan...bunu bilemiyoruz yapamıyoruz gerçek kılamıyoruz işte bir şekilde...sebep ne... ne değişti, ne ayrıldı koptu içimden bilmiyorum ama günler daha güzel başladı benim için bu hafta başında...dilerim, umarım da bir müddet en azından böyle devam eder...ve hepimiz için böyle olur bu :))


Herkes için umut dolu günler...





23 Kasım 2012 Cuma

...Huzurlu Zamanlar....

Şu günlerde en çok ama en çok ihtiyaç duyduğum şey huzur...sükunet...dingin ve öylece kendi başıma kalabilmek...öyle uzaklaştım ki içimden...öyle çok zaman oldu ki saatlerce kitap okuyamayalı...bir filmi başından itibaren adam gibi oturup seyredemeyeli...bir çayı sıcak sıcak sonuna dek içemeyeli...bir yarım saatçik oturup kafamı dinleyemeyeli...şikayet değil bu...şükürsüzlük değil...sadece kendini bulma isteği...basitçe seni sen yapan halin geri gelmesi isteği...öylece masum bir dilek işte...




12 Kasım 2012 Pazartesi

Yazdan kalma bir gün: Ayvalık-Cunda-Patricia-Armutçuk-Keremköy

Yazdan kalma bir gün hikayesi

Sıcak mı sıcak Temmuz günlerinden birinde Güre'den yola çıkılır...Akçay'dan ara yoldan, sağında solunda domates tarlaları ve binbir tane kooperatif yazlık evler olan daracık asfalt yoldan Ören'e varılır...güzeller güzeli Ören... o çevrenin yapısına ait olmayan, sanki Türkiye'de bir yermiş gibi bile olmayan Ören...bağımsız eski mi eski bir yaz yerleşkesi...oradan devam edilir...dooooğru Ayvalık istikametine...zeytin ağaçları denizinde yüzerek Ayvalık girişinin hemen sağ tarafından aşağı inen yoldan Cunda'ya dönüş yapılır...

Cunda'ya henüz gelmeden bir aile geleneği olarak Patricia çağırır bizi....oraya dönüş yapılır...toprak daracık bir yoldan zeytin selinin eşliğinde kıvrıla kıvrıla canım Patricia'ya ulaşılır...


.... pürüzsüz sakin denizi bizi kucaklar...daha araba durmadan koştura koştura kendini denize atmak istersin...istersin de Patricia'da denize boyunca girebilmek için neredeyse bir km yol yürürsün denizin içinde...ayaklarının altında çöldeki rüzgarlarla şekillenen kumların bu kez denizin dibindeki versiyonu kabarcıklı bir kum kütlesi taaaa açıklara kadar yürürsün...su hiç üşütmez insanı...deniz o kadar temiz o kadar dalgasız o kadar pürüzsüzdür ki bu yürüyüşün hiç bitmesin istersin...mis gibi suya bırakıverirsin kendini nihayet...


.... sonra yüze yüze, dala çıka kıyıya dönersin...kıyıda binbir çeşit deniz kabuğu karşılar seni...onları toplarsın...minik yengeçler kaçışır elinin ayağının altından onları yakalamaca oyunu oynarsın...kıyıda o kadar çok oynarsın ki hiç de farketmeden yanarsın...güneşten kıpkırmızı olmuş bir yüzle zeytin ağaçlarının altında serili kilimin üstüne atıverirsin kendini... 


... karıncaların nizami yürüyüşlerini izlersin zeytin ağaçlarının altında...sırtını ağaca dayayıp gün ortası hayallerine dalarsın...ara sıra arıların bol gürültülü voz vozlarından ürkerek saçını sağa sola sallarsın....sonra yine bir aile geleneği sırada bekler...bir tam ekmek içine halka halka doğranıp tereyağında pişirilmiş sucukların doldurulmak suretiyle hazırlandığı lezzeti, yanında ezine peyniri ve koca bir termos çayla tüketirsin...bu lezzetli gelenek hiç şaşmaz bizde...Patricia ile özdeşleşen bu damak tadı hiçbir zaman atlanmaz...aramıza katılan miniğimize yapılan minnak top köfteler de küçük bir kavanoza doldurulmuş şekli ile yeni bir aile geleneğine dönüşür... 


Patricia'dan Cunda'ya dönüş yolculuğu başlar... Sol tarafta denizin ortasındaki manastır yıkıntısı uğurlar bizi...yalnız, sessiz sakin orada öylece bekler kıyısındaki minik kumsaldaki binbir çeşit deniz kabuğuyla beraber...yüzlerce yıldır belki de orada o denizin kıyısında olan deniz kabuklarının ne çok şeye tanıklık ettiğini düşünürken bulursun kendini....


Devam eden yolda incir ağaçları ve mısır tarlaları eşlik ederken sana bir minik mezarlık ve içinde bir minik şapel görünür uzaktan etrafı eski mi eski bir taş duvar ile çevrili...Orada sessizce yatan ölülere sen de sessizce gıpta edersin...


Cunda'nın yıkıntı binaları, kiliseleri gün batımına yakın daha bir güzellleşir...binbir çeşit ışık oyunuyla seni muhakkak kendine aşık eder...



Cunda'nın arnavut kaldırımlı taş sokakları, taştan örme duvarları ardındaki eski evleri, bahçelerin yıkık dökük ahşap kapıları ayrı bir dünyaya çağırıverir sizi... İnsan ömrünü bu daracık sokaklarda tüketmek ister...


Cunda'dan Ayvalığa dönüş yolunda soldan bir yol ayırır sizi Ayvalık'tan...ince ince deniz boyunca kıvrılan minik patika yolun iki tarafındaki Armutçuk bölgesinde belki de görüp görebileceğiniz en güzel en özenli yaz evleri ve siteleri ile karşılaşırsınız...kimbilir ne mutlu günler geçirmiştir bu insanlar burada diye düşünmeden edemeyip burada tatillerini geçiren bebeklere bile imrenirsiniz...öyle ya bu yeşillikte bu doğada bu güzellikte bir başka güzel büyür bebek...Bu güzel patika yol sizi taaaa Keremköy'e kadar götürerek ana yolda Gömeç'in dibine kadar çıkarır ve siz bunca sene bu güzel yolu nasıl olup da keşfetmediğinize hayıflanır durursunuz...

İşte bu da böyle bir "yaz gününe özlem" post'u olarak buradaki yerini alsın :)

*Bu post'da yer alan tüm fotoğraflar via Me, Myself & I...

... Herkese güzel yollar keşfettiği tatiller dilerim ...




10 Kasım 2012 Cumartesi

...Sürekli yazası gelmek...

Ne olduysa oldu...beynimin ve bilinçaltımın ayarları bozuldu veya ruh dengem sarsıldı...nedenini tam olarak anlamıyorum bilmiyorum anlamlandıramıyorum ama sürekli yazasım var...bazen bir rüyanın ortasında bazen günün en maskeli anında bazen oğlumla oynarken bazen de nette anlamsız anlamsız dolaşırken sözcükler, imgeler ve bu imgeler eşliğinde düşünceler ruhuma akın ediyor adeta...yazdıklarımın veya yazacaklarımın bir iddia taşıması iddiasında falan değilim; iddia sahibi bir insan olmadım hiçbir zaman ancak bu beyinsel yoğunluk bazen yorgun düşürüyor beni...bir filmde -hangisi olduğunu dahi hatırlamıyorum ancak cümle pek bir vurdu beni- duyduğum "...yavaş yavaş delirdim...kimse bunu anlamadı..." gibi bir halet-i ruhiye içindeyim ya da bu ruh haline doğru yavaş ve emin adımlarla ilerliyorum...genelden, genel kabulden yana değilim, kabul görenin aynı zamanda makbul olmadığı gerçeğini hep bildim, bu gerçeği hep içimde taşıdım ancak bu genel ile uyumsuz olma hali bir müddet sonra yoruyor beni...etraftan soyutluyor...önüme başka boyutları açıyor...işte o zaman maddi hayatın ve onun gerekliliklerinin dayatmalarıyla başa çıkmak iyiden iyiye güçleşiyor...bu aralar olduğu gibi...yazmak belki de buna iyi geliyor...artık içinde duramayanlar dışarı çıkıp harflere sözcüklere cümlelere dönüşünce barışıyor insan kendiyle, savaşabiliyor mutsuzluklarıyla, umutsuzluklarıyla...o yüzden sürekli yazasım var bugünlerde...ne aklıma gelirse ne beni etkilerse ne bana ilham verirse ne beni mutlu ederse...


...via Bir Nefes İstanbul FB Page...


9 Kasım 2012 Cuma

Kahverengi Düşler...

Sonbaharın ve hızla yaklaşan kışın tüm soğukluğunu göstermeye başladığı bugünlerde biraz da kışın güzelliklerini hatırlamakta fayda var :)



Kahverengi sarı paletinin her ayrıntısındaki tondan dökülen yapraklar eşliğinde ormanda yapılacak sakin gezintiler...




Dökülen boy boy kozalaklardan yapılacak binbir çeşit süs, güzellik...




Yaklaşan yılbaşının habercisi güzel çelenkler...kapı süsleri...




Sevdiklerimizi şenlendirecek ve özenle hazırlanmış yılbaşı hediyeleri...




Paslanmış demirin en güzel kahverengisi eşliğinde eskiye yapılacak düşsel seyahatler...




...ve kahverengi sıcacık bir hırkaya sarınıp sarmalanıp çay kahve yudumlamak, kitap okumak aylaklık yapmak...soğuk sonbahar ve kışın en çok çağrıştırdıkları....soğukta bile sıcacık bir dünya yaratmanın küçük anahtarları :) Kahverengi düşler...

Herkese dışarısı soğuk ama içerisi sımsıcak olan huzurlu bir kış dilerim...




6 Kasım 2012 Salı

Terrarium Love...

Minicik mini minnacık ve cam saksıların faunusların içinde yetişen, hayata bağlanmaya devam eden minicik bitkiler, yosunlar onlar...hayatın her ortamda küçük büyük farketmeden, basit gösterişli ayırt etmeden de yaşanabileceğini ispat eden küçücük canlılar onlar...doğanın saf halinin her şekilde en güzel olduğunu gösteren emek emek bir güzellik onlar...



Soğanlı bitkilerin her mevsim tazecik kalmasını sağlayan ve en güzel de lale ile, sümbül ile ve tüm soğanlı bitkilerle yapılan bir yöntem Terrarium...




Doğayı evin içine getiren minik seracıklar çok da güzel bir dekoratif unsur...yaza bahara hasret duyulan soğuk kış günlerinde...




Üstelik bir pet şişeyi keserek tıpkı üstteki gibi de yapılması mümkün bu güzelliğin...




Ya da Paşabahçe'de çeşit çeşit boy boy satılan cam şekerliklerin kapaklarıyla :)

Bu sevimli çıtırık seracıkları çok seviyorum...minicik dünyalarında parçası oldukları doğanın tüm güzelliğini barındırmalarına ve çevredeki hiçbir olumsuzluktan etkilenmemelerine hayran oluyorum...o küçücük güzellik aslında pek çok imrenilecek özelliği de anlatıyor biz aç gözlü canlılara...

Etrafımızda çevrili olduğumuz küçük büyük tüm güzellikleri farkedebilmek dileğiyle...





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...