Translate

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Geçmiş geçmemiş....

Geçmişe özlem hiç bitmiyor babama da yazdığım üzere...bazen bir fotoğraf bazen bir ses bazen de bir koku olanca hızıyla canlı kılıyor kendini şimdide...zaman denilen hileli yolculuk bir saatin, bir takvimin görselliğinde ilerlerken yanı başımızda, bilinçaltı denilen bir diğer harika duyuş bizi nereye hangi ana istersek sürükleyebiliyor...geçmiş Balıkesir Garı'nın kış soğuğunda yüzüme vuran kokusunda, gece yarısı uykuyu bölen trenin güzel sesinde, Teknik Lise'nin bahçesindeki çılgın yeşillikte, yağmur sonrası oradan yürürkenki sarhoş edici güzellikteki kokuda, duvarlarındaki tazecik, yemyeşil, ufak yosunlarda, evimizin asansörünün son kata gelince hoplayarak duruşunda, evimizin kapısını açınca sarıveren o güzel kokusunda...kırık dökük hatıralar, anlar aslında bir bütün olarak yanıbaşımda...hepsi şu anda benimle burada......

 

4 yorum:

  1. bitek kendimi sanıyordum -mişli geçmiş zamanlara özenti...

    YanıtlaSil
  2. benimki biraz özenti boyutunu aştı artık eskitoprak...daha ziyade eskide yaşıyorum şimdiyi denilebilir rahatlıkla...

    YanıtlaSil
  3. ne kadar güzel... defterlerimin arasında düzleştirdiğim eti pufları kullanıyorum ben geçmişe giden trenlere biletlerim olarak...Her defasında yeni bilet, yeni yolculuk, yeni yorgunluk, yeni yılgınlık ve yeni boşluk...Dönüşte elimde iki soru kalıyor...kısacık geçmiş nasıl da ağır geliyor üzerime? Yaşadıkça mı tükeniyor insan? Cevapsızlığa, cevapsızlığıma kanıyorum...

    YanıtlaSil
  4. defter arasındaki eti puflar çok tanıdık geldi...eski defterlerime günlüklerime ulaşabilsem eminim ben de bulacağım onlardan birkaç tane...güzel peçetelerim vardı bir de benim...ne çok şey var geçmişi canlı kılan...çok doğru dediğin eskitoprak, yaşadıkça tükeniyor insan...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...