Translate

29 Ekim 2012 Pazartesi

...Hayat Bayram Olsa...

Geçmişine çocukluğuna özlemi hiç bitmeyen dinmeyen bir insancık olduğumdan, elbette eski bayramlar mevzusu bana yine geçmişi geri getiriyor...her bayram bir klişeye dönüşen bu mevzu üzerine pek yazasım düşünesim yoktu ama artık bayramların yaşanış şekli ve insanların ulam ulam bayram tatilinden başlıbaşına bir tatil yaratma hevesi sanırım beni de düşüncelere sevketti...Bayramın anlamı üzerine tabii ki uzun beylik laflar etmeye gerek yok...o bir bütünleşme biçimi, içinde yaşadığın toplumun tarihsel değerleriyle bir kucaklaşma, aslında kökünü kökenini bir kutsama hali, ben de bu toplumun bu milletin bu coğrafyanın bir evladıyım deme şekli...ama bayram tatilleri hakkında söylenecek pek çok şey var...Bayram tatilleri şimdikinden pek çok ama pek çok farklıydı en azından bazılarımızın hatırlayabileceği üzere...bir kere bu kadar çok paramız yoktu sanırım harcayacak...en önemli farklılık bu olsa gerek...ya da parayı harcamaya dair bir kültürümüz, bu yönde bir bilincimiz yoktu...gidilecek oteller, beş yıldızlı iddiasıyla pazarlanan konforsuz bir tatil anlayışımız yoktu...daha basit şeylerle mutlu, memnun olmayı başarabiliyorken, bu kadar çok şeyin istenebileceğine ilişkin bir tahayyülümüz yoktu...ne güzeldi iyi ki de yoktu...mahrumiyet ve birşeye zor erişmek aslında güzeldi de belki bundan, bu tüketim çağını henüz yaşamadığımız için haberimiz yoktu...o zamanın ne kadar masum ve bu zamanın ne kadar kalleş olduğuna dair bir algımız yoktu...komşularımızla eşimizle dostumuzla hiç de bir sorunumuz yoktu...gidilecek çalınacak bir mahalle dolusu kapımız vardı...çocuğumuzu çoluğumuzu emanet edip gidip bir işimizi görecek kadar güzel dostlarımız vardı...güvenecek insanlarımız vardı...aile büyüklerimiz sağdı sağlıklıydı...tatiller hiç şüphesiz en başta onları görüp dizlerinin dibinde oturmak, ailenin ve "aile" olmanın bitmez tükenmez neşesine ortak olmak için bulunmaz bir fırsattı...şimdiki gibi üç güne iki gün ekleyip aman bir güneye kaçalım gibi amaçlar aklımızın hiçbir köşesinde yoktu...Bayram için alınan kurbanları bahçelerimizde özenle besleyip seven sonra da ailelerimize ne olur kesilmesin diye yalvaran bir garip masum çocuklardık o zaman...Arife gecesi heyecanla yatağa yatıp sabah tüm aile büyüklerini kahvaltı masasında görerek akıl almaz bir mutluluğa uyanan miniklerdik o zaman...Bayram anneannenin büyükbabanın bize gelmesi, bizde kalması, birkaç gün de olsa onların sıcaklığıyla sevgisiyle geçen bir zamandı...evin kalabalıklaşması ve bu kalabalıklığın hiç bitmemesini dilemek dilemekti...Bayram çoook uzakta oturan biricik teyzenin yanına gidip minicik kuzenini sevmek sevmekti...umutlar diriyken annen baban gencecikken onların güvendiğin varlığına bırakıp kendini belki de en çok hiçbirşey düşünmeden hiçbir kaygı taşımana gerek olmaksızın çocukluğunu doyasıya yaşayabilmekti...


Via tık tık...

... Şimdi daha da iyi anlıyorum ki hayat bayramdı o zaman ...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...