Translate

4 Mart 2013 Pazartesi

Hoş Bir Seda...

Yine kıpırdak zihin oyunlarımın sıkça yaşandığı günleri ardı ardına yaşayınca ve artık birşeylerin bana haber mi verilmeye çalışıldığı yolunda şüpheler dıuymaya başlayınca bir noktada aklımın getirip taze taze önüme sunduklarına inanamaz olma halinden sıyrılıp öylesine kabul etme ve bu sunumlar ile eğlenceli zamanlar bile geçirmeye başladığım söylenebilir aslında.... Bunlardan biri de Seda...

Seda benim çocukluğumun ilkokul 4 ten sonra ve lise ikiye kadar geçtiği yani son çocukluk dönemimin geçtiği evimizin yan apartmanında oturan küçük kız arkadaşım... Seda renkli maviş gözlü kalkık burunlu hafif toparlak dünyalar güzeli bir kız çocuğu... Sedayı daha önce birkez bile düşünmemiş olduğumdan eminim... onunla ilgili hatırlanacak acı bir hatıra kötü bir anı da yok... Seda'nın babası yok, öyle hatırlıyorum...bir de küçük kız kardeşi var neredeyse bebeklikten yeni kurtulmuş kadar küçümen... Seda'nın bir annesi var asabi bir kadıncağız...şimdi anlıyorum veya hak veriyorum ki kadının yüzünden akan asabiyet ve mutsuzluk bir başına geçim derdi ile iki küçük kızına ve kendisine bir hayat hazırlamaya çalışmakla ilgili olabilir...o zaman ne kadar sevimsiz geldiğini düşünmekten utanıyorum şimdi... Kadıncağız hatırladığım kadarıyla terzilik de yapıyor ve etrafa mahalleliye birşeyler dikerek de bir ek gelir yaratmaya çalışıyor ama kadın hep mutsuz... hatta sinir hastası gibi...duvarları bitişik apartmanımızın bizim tarafımızdaki bahçesinde kalmaya çaba gösteriyorum sürekli... Seda ile oynamak istiyorum ama onların tarafa geçersem -birinci katta oturan- Seda'nın annesi illa ki birşeyler diyecek sanki... o yüzden Seda gelsin istiyorum hep bizim tarafa... Seda mutsuz bir çocuk şimdi anlıyorum, biliyorum... Seda hırçın bir kız çocuğu... çakmak çakmak gözlerinden kıskançlık ve mutsuzluk akıyor... şimdi görüyorum... o zaman Seda benim en iyi arkadaşım değil daha çok sevdiğim bir tane yegane arkadaşım var günümüz gecemiz birlikte geçen...Seda'yı çok da tınlamıyorum ama işte Sedacık içimde biryerlerde kalakalmış... iki gün önce çıkıp bana el sallayıp konuşmak için beni yanına çağırana dek ömrümde düşünmedim Sedayı... Gidiyorum; artık onun o çocukluk çağında koca bir teyze olmuş halimle güzelcik Seda'nın saçlarını okşuyor ve çocukluğun ne denli kıymetli olduğunu anlatmaya çalışıyorum... Seda güzel mavi gözleriyle sakince dinliyor beni... O hırçınlığını kovabildi mi Seda uzaklara merak ediyorum... mutlu bir insan olabildi mi... annesini merak ediyorum... acaba ömründe birgün olsun mutlu olabildi mi o kadıncık....


Ömrümüzün bir beş yıl ya da on yıl sonra nasıl olabileceği ile ilgili çok net bir görüntüye sahip olsak günlerimizi daha farklı geçirir miydik merak ediyorum...Bencilliklerimizden hoyratlıklarımızdan düşüncesizliklerimizden sıyrılabilir miydik merak ediyorum...

Seda....
Hoş bir Seda...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...